Ege Ambulans
Ayak Yarasına Dikkat01/11/2017

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özalp Karabay  “ Diyabetik ayak; diyabet yani şeker hastalarında ayak, parmak ya da topuklarda oluşan yaraların tanımlaması olup, bu basit bir yara olarak algılanmamalıdır ve ileri evre diyabet hastalığı göstergesidir.” dedi.

Her 5 Hastadan Birinde Risk Vardır

Şeker ayağı olarak adlandırılan diyabetik ayak yarasının genellikle 5-10 yıldan uzun süredir diyabeti olan hastalarda görüldüğünü ve diyabetin süresinin arttıkça görülme ihtimalinin de artığını kaydeden Prof. Dr. Özalp Karabay, “ Her 5 şeker hastasının birinde yaşamı boyunca ayakta yara oluşma riski vardır. Diyabetik ayak yaralarının yaklaşık yarısında damar tıkanması olmasına rağmen bu  genellikle ihmal edilir. Bu nedenle ayağında yara çıkan bir diyabetik hastanın bacak damar tıkanıklığı yönünden acil değerlendirilmesi önemlidir. Çünkü damar tıkanıklığı varsa, bu damarların kanlanması sağlanmadığından   yaranın iyileşmesi daha uzun sürmekte, vakit kaybı nedeniyle ayak kaybına kadar giden istenmeyen olaylar gelişebilmektedir.” dedi

Şeker Hastalığına Bağlı Ayak Yaraları

Diyabetlilerde yaşam boyu diyabetik ayak geliştirme riskinin yüzde 25 olup dünyada  her 30 saniyede bir diyabete bağlı ayak  kaybı geliştiğini kaydeden Prof. Dr. Karabay, “ Ne yazık ki dünya genelinde travma dışı nedenlere bağlı ayak amputasyonu  sebepleri arasında diyabet birinci sırada yer almaktadır.  Diyabetik ayaklarda ortalama iyileşme süresi 11-14 hafta olup  yıllık ayak amputasyonu  oranı yüzde 15’tir. Çok büyük miktarlara ulaşan diyabet için yapılan harcamaların yüzde 20’si tek başına diyabetik ayak problemleri için olmaktadır. Uzuv kaybına kadar giden bu olgular; sadece iyi bir hasta eğitimi ve bakımı,   deneyimli merkezlerde düzenlenecek erken tedavi ve cerrahi girişimlerle kolaylıkla önlenerek aktif yaşama kazandırılabilirler. Dünyada ve ülkemizde artmakta olan şeker hastalığında önemli hastaneye yatış nedeni ayaktaki enfeksiyon ve yaralardır.”

Bacağın kaybedilmemesi için tedavi önemlidir

Ayakta enfeksiyon ve yara gelişiminde damar tıkanıklığı büyük bir rol oynamaktadır. Damar tıkanıklığı şeker hastalarında sık karşılaşılan bir problemdir. Şeker hastalarında inme 5 kat, kalp damar hastalığı 2-4 kat ve bacak damar hastalığı ise 5 kat daha fazla görülmektedir. Her yıl şeker hastalarının yüzde 1-4 ünde ayak yarası gelişmektedir. Bir şeker hastasının hayatı boyunca ayağında yara olma riski yüzde 20’dir. Şekere bağlı ayak yarası ve enfeksiyonunda bacak amputasyonu korkulan olay olup, oldukça yaygındır.  Şeker yarası oluştuğunda daha tanı anında bacağın kaybedilme ihtimali yüzde 20’dir. Şeker hastalarında bacak kaybedilme riski şeker hastası olmayanlardan 15 kat daha fazladır. Bacak kesildikten sonra karşı bacakta yara oluşup, o bacağında kaybedilme olasılığı yüzde 50’ye ulaşmaktadır. Tüm bu nedenlerle şeker hastalarındaki ayak yaralarının oluşumunun engellenmesi ve oluştuğunda da etkin bir şekilde tedavi edilmesi ayağın kaybedilmemesi için çok büyük önem taşımaktadır“Unutulmaması gereken en önemli nokta ise Şeker hastalığının, laboratuvar ya da klinik bulgu olarak ortaya çıkmadan önce 12-15 yıl boyunca dokularda bu hasarı yapmaya başlamış olmasıdır.”

Damar Tıkanıklığında Tedavi

Tedavi hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Özalp Karabay şunları söyledi. “ Damar hastalığı tedavi edilmeden ve ayağa giden kan akımı sağlanmadan yaranın iyileşmesi mümkün değildir. Buna karşın hastaların önemli bir bölümünde bu konuda yeterli eğitimin olmaması nedeniyle; yaranın pansumanı, küçük cerrahi girişimler, çeşitli ilaç tedavileri veya hiberbarik oksijen tedavisi gibi yöntemlerle ayağın iyileşmesi açısından altın değerindeki vakit kaybı olmakta ve ayak ampütasyonuna gidişatın zemini oluşmaktadır.  Damar hastalığı olan şeker hastalarında öncelikle damar hastalığının tedavisi gerekli olup tedavi ve girişimler hastanın ayağındaki yaranın enfeksiyon durumuna göre planlanmalıdır. Eğer ciddi enfeksiyon var ise önce iltihaplı dokuların temizlenmesi, iltihaplı ve gangrene dokular varsa bu dokuların ortadan kaldırılması ilk yapılması gerekendir. Damar tıkanıklığının tedavisinde ilk aşama tıkalı olan damarların balon yada stent ile açılmasıdır. Eğer balon ve stent yapılamıyor yada yapılmışta başarısız olmuş ise bu durumda cerrahi deneyimi yüksek olan merkezlerde  bypass ameliyatı uygun olacaktır.  Tıkalı damar balon yada stentle açıldıktan yada cerrahi by pass  uygulandıktan sonra  yara olan dokuya yeterli kan akımının gitmesini sağlayarak yaranın iyileşmesinin hızlandırır ve daha da önemlisi bacağı amputasyondan korur.

Modern tedavi yöntemi Nasıl Çalışıyor?

Yöntem kasıktan girilen küçük bir delikten kataterin ilerletilip tıkalı alana gelindiğinde, kataterin motorlu sistemi ile tıkanıklığın açılmasına dayanıyor. Hasta ertesi gün taburcu edildiği için hastanın hastanede kalış süresi kısalmakla birlikte, işlem sonrası tıkalı ayak damarlarının tam açılması ile hastanın günlük yaşam kalitesi de belirgin olarak artmaktadır. Bu yöntemi diğer periferik aterektomi kataterlerinden farklı kılan özellik ise; genel anesteziye gerek olmadan lokal anestezi ile ayaklarındaki atardamarı yüzde100 tıkalı olan ve hiçbir girişim ile açılamayan hastalara uygulanabilmesi, damarın tam açılarak kan dolaşımının cerrahi gerektirmeden sağlanmasıdır

 Bacak ampütasyonu yapılan diyabet hastalarında yaşam süresi normal insanlara göre daha kısadır. Bu, yaygın damar hastalığı olması nedeniyledir.  Bu nedenle ayağı korumak yaşamı korumak için de önemlidir. Tedavide damar açılırsa ayakta hızla ısınma olur. Bundan sonra ayak yaralarının iyileşmesi hızlanır. Tedavide en önemli amaç yaranın hızla iyileşerek hastanın yaşam kalitesinin düzeltilmesi, ayağın kaybının engellenmesi ve sağlıklı yaşamın korunmasıdır. 

 

 

 

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com