Ege Ambulans
Batı tipi beslenmeyle gelişen sinsi hastalık: Diverkülit 29/01/2019

50 yaşın üstündekilerde ortalama iki kişiden birinde görülebilen, çoğu zaman belirti vermeyen kimi zaman da karın ağrısı ve yüksek ateşle ortaya çıkan diverkülit denen bağırsak hastalığı konusunda uzmanlar uyarıyor: Hazır, lifsiz gıdalar yemeyin ve bol su için!

Kolorektal cerrahi alanında uzman olan Prof. Dr. Cem Terzi, yaş ile bağırsak duvarında zayıflıklar ortaya çıktığını, bu zayıf noktalardan bağırsak duvarının dışarı doğru baloncuklar yapması ile divertiküller oluştuğunu söyledi. Bunların iltihaplanması ile divertikülit hastalığının ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Terzi, “Bu hastalık ülkelerin sanayileşmesinden sonra yaygın bir sorun haline geldi. Sanayileşmiş ülkelerin insanlarında çok daha sık olarak görülen bu hastalığı ortaya çıkaran şey beslenme alışkanlıklarında ve yaşam biçiminde sanayileşme ile ortaya çıkan olumsuzluklardır. Karbonhidrat ve proteine dayalı beslenme, hazır gıda tüketimi, hareketsizlik ve şişmanlama divertiküllerin gelişmesine yol açıyor. Batı tipi beslenme, diyette lif eksikliği ile sonuçlanır. Bu nedenle karın ağrısı gibi belirtilerde karnın sol kısmında sol alt kadranda ortaya çıkar. Liften fakir diyetle beslenme, kabızlık, şişmanlık, hareketsizlik, aşırı alkol ve sigara tüketimi divertikül oluşum riskini artırır. Bu hastalıktan korunmak için liften zengin diyetle beslenmek ve bol su tüketmek gerekir. Bu sayede bağırsakta dışkının hareket hızını arttırmak ve bağırsak içi basıncı düşürmek mümkün olur” diye konuştu.

Hastaların yüzde 80’inde belirti yok

Divertikülün kas tabakası içermediğini ve duvarının normal kalın bağırsağa göre çok daha zayıf olduğunu söyleyen Dr. Terzi, kalın bağırsak divertiküllerinin, hastaların yüzde 80-85’inde yaşam süresince hiçbir belirti vermediğini belirterek,“ Çoğu kez divertiküler hastalık tesadüfen, başka bir nedenle yapılan incelemeler sırasında saptanır. Kesin tanı kolonoskopi, bilgisayarlı tomografi ve baryumlu kolon grafisi ile konur. Çoğu insanda divertiküller sessiz kalıp hiçbir sorun çıkarmazken hastaların yüzde 10-25’inde divertiküllerde bir sorun ortaya çıkar. Bunlar divertikülit dediğimiz divertikül enfeksiyonu, divertikülün delinmesi yani bağırsak delinmesi, bağırsak tıkanıklığı  ya da kalın bağırsağın mesane gibi komşu bir organa açılmasıdır ve ciddi sorunlardır. Divertiküllerde oluşan başka bir sorun da divertikülün kanamaya başlamasıdır. Bu durumda kan nakli gerektirecek kadar makattan kanama oluşabilir” dedi.

Bol lifli diyet ve bol sıvı

Kadınlarda ve erkeklerde bu hastalığın görülme oranının hemen hemen eşit olduğunu belirten Prof. Dr. Terzi, bu hastalıkta kanserleşme riski olmadığını söyledi. Divertikülit belirtilerinin, kişide  ateş yükselmesi, karın ağrısı atakları özellikle karnın sol alt kadranında rahatsızlık hissi, şişkinlik ve ağrı şeklinde görüldüğünü söyleyen Terzi, “Her bir divertikül enfeksiyon atağı bir sonraki atak riskini artırmakta olup bağırsak delinmesi, kanama, fistül ve bağırsak tıkanıklığı riskini de arttırmaktadır. Divertikülitin başlangıç tedavisi diyetin değiştirilmesi, sulu ve yumuşak gıda ile beslenmeye geçiş ile başlar. Hazmı zor yiyecekler hemen kesilir. Çorba, komposto, püre gibi gıdalara geçilir.  Gerektiğinde hekim hastaya antibiyotik tedavisi verir. Bu basit diyet değişikliği ve antibiyotik tedavisi hastaların yaklaşık yüzde 70-100’ünde başarılı sonuç verir. Günümüzde probiyotiklerin de tedavide yardımcı olabildikleri gösterilmiştir. Probiyotiklerle alınan iyi mikroplar, bağırsakta kötü mikroplarla yarışır ve anti bakteriyel etki oluştururlar. İlk divertikül atağı bu şekilde atlatılabilirse, kişi hayatının geri kalanında bol lifli diyete geçmeli ve bol sıvı almalıdır” diye konuştu.

Cerrahi kararı belirtilere göre verilmeli

Basit önlemlerle yeni bir divertikülit atağının oluşmasının yüzde 70 oranında önlenebileceğini söyleyen Prof. Dr. Terzi, “Kuruyemiş yemekle divetiküllerin tıkanacağı ve divertikülit gelişeceği bir söylentiden ibarettir. Yılda ikiden fazla divertikülit atağı geçirilmesi ameliyat gerektirir şeklindeki bilgi de günümüzde doğru değildir. Yılda iki atak şeklinde kesin bir eşik yoktur ve her hasta özellikleri ile değerlendirilmelidir. Örneğin ciddi enfeksiyonu olanlar, şeker hastaları, böbrek yetmezliği, kanser ya da siroz olanlar, kortizon tedavisi görenler, kemoterapi alanlarda divertikülit atağı sırasında bağırsağın delinme riski çok daha yüksektir ve bu hastalarda birinci ataktan sonra cerrahi önerilebilir. Hastaların büyük bir kısmında cerrahiyi zorunlu kılan spesifik bir atak sayısı mevcut değildir.  Özel durumlar dikkate alınmalıdır. 50 yaşından genç olanlarda divertikülit atağının daha şiddetli olduğu ve bu kişilerde birinci ataktan sonra cerrahi önerilmesi bilgisi de tartışmalıdır. Cerrahi kararı yaşa göre değil hastanın belirtilerine ve diğer özelliklerine göre verilmelidir” dedi.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com