Ege Ambulans
İNCE UZUN BİR YOL12/08/2021

2 Ağustos 1989 yılında çıktığımız bu yolda tam 31 yıl geçti. Yolun ismi Has Ajans Basın Yayın ve Reklamcılık. Bu uzun yolda hedeflerimizden hiç sapmadan, daima bir sonraki tepeye bayrak dikmek için yorulmak, hastalanmak, işe ve hayata küsmeden, her türlü zorluklara rağmen dikenli ve taşlı yolda tam 31 yıl.

Has Ajans’ın ilk yılları Irak savaşına denk gelmişti. Piyasalar son derece durgun ve isteksizdi. Hal böyle olunca da kurum ve kuruluşların ilk kesinti yaptığı şey tanıtımları durdurmak olur. Özellikle de yazılı basında. Bu yazılı basının biraz da kaderinde var. Piyasalar çalkalansın acısını yazılı basın çeker, özellikle de yerel basın . Hükümet bir takım kararlar alır yine sıkıntıyı yazılı medya alır. Deprem olur, yangın olur, enflasyon iner çıkar yerel yöneticilerin kafası bozulur ilk yaptıkları şey de basından tanıtımları kısmak olur. Oysa en doğru ve en güvenilir haber ve tanıtımlar yazılı basından geçer. Yazılı basın olmazsa “sosyal medya” dedikleri alanda acaba hangi haber ve duyurularını yapacaklar. Ve de ne kadar güvenilir.

Her şeye rağmen 31 yıldır yazılı medyadan kopmadık. Her ortam ve şartlara rağmen ajanstaki muhabirden, grafikerine, halkla ilişkilerden, muhasebecisine kadar tüm takım arkadaşlarım bende olan yazılı basın aşkı ve inancına tam destek verdi. Başta bölge gazetemiz Yeni Asır, Hürriyet, Milliyet, Posta, Sabah ve diğer yerel gazetelerimizle birlikte özellikle sağlık alanında bilgimiz ve becerilerimizin dahilinde doğru haber ve ilanlarımızla bu yolda tüm inanç ve azimle her gün yeni bir gün heyecanı ile yeni hedeflere koşmaya devam edeceğiz.

Bu yolda bizlere destek olan ve projelerimize ortak olan bölgemizdeki sağlık kuruluşlarımız ve doktorlarımız ile ortak yolculuğumuzda gazetelerimize vermiş oldukları destek ve güven için de ne kadar teşekkür etsek azdır. Özellikle hastanelerimiz yerel basına verdikleri destek ile hem seslerini duyurma fırsatı buluyorlar, aynı zamanda da okuyucuya doğru ve güvenilir bilgiler aktarıyorlar. Bir çok kişinin gazetelerimizdeki sağlık sayfalarından faydalandıklarını doktor ve hastane seçiminde bu haber ve tanıtımların yol gösterdiğini okuyucularımızdan ve  çevremizden gelen olumlu tepkilerden biliyoruz.

31 yılın acı tatlı geçmişini anlatmakla bitmeyeceğini biliyorum. Sadece bu mesleği yapacak yeni nesillere şunu belirtmek istiyorum. Doğru habercilik ve doğru tanıtım, okuyucu ve kurumlar için en güvenilir kaynak hiç şüphesiz yazılı medyadır. Bu alanda çalışacak olan gençlerin bu mesleğe dört elle sarılmalarını, her türlü zorlu şartlara rağmen mesleklerinden asla vazgeçmemelerini öneririm. Medyanın her türüne eyvallah. Yazılısı ise baş tacı. Gazete okumak ve de okutmak, elde gazete taşımak ayrı bir kültürdür. Geçmişte İzmirlilerin bakkaldan iki ekmek bir Yeni Asır aldığı gibi, umarım o günlere geri döneriz. Çocukların ve gençlerin elinde telefon tablet yerine gazete okuyan gençleri görme ümidi ile.

NE ADA  AMA “CUNDA”

Geçen hafta bir doktor arkadaşımızın nikah töreni için Ayvalık Cunda adasına gittik. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum cumartesi sabahı yola çıkarken bir bahane olsa da gitmesem  sıcak havada bu yol çekilmez diye kendi kendime mırıldandım. Yol uzun 57 yıldır İzmir’deyim hiç gitmediğim bir yer. Fakat çevre yolundan sonra ilave yapılan Çandarlı yolu mükemmel olmuş. Bu tür yollarda kaza filan olmaz. Yol boyunca da eşim ve öğretmen adayı oğlum ile yol siyaseti yaptık. Gelelim adaya. Asıl değinmek istediğim konu “Cunda”  adası. Diğer ismi ise Ali Bey. Cunda adası, Ayvalık koyunda yer alan ve Ayvalık Adaları olarak adlandırılan irili ufaklı 22 adadan biri. Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı olan bu 22 adanın içerisinde yerleşime açık tek ada olan Cunda. Türkiye’nin Ege Denizi’nde bulunan Gökçeada, Bozcaada ve Uzunada’dan sonra gelen dördüncü büyük adası. Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü de burada yapılmış ve adayı Ayvalık’a bağlıyor. Köprünün hikayesi de çok etkiledi beni. (Ayrıca bu bilgileri adada Rumlardan kalma üç adet evi pansiyona çevirmiş İsviçreli bir Türk işletmeci olan Sivaslı Celalettin Beyden aldım) Yerli turizmin gözdesi olan Cunda Adası, özellikle sahil şeridindeki zeytinyağlı mezeler sunan enfes balık lokantaları ile misafirlerini ağırlıyor.  Ada mükemmel bir konuma ve hava sirkülasyonuna sahip. Rumlardan kalma taş evler tüm heybetli dürüşü ile adeta zamana meydan okuyor. Gel gelelim daracık taş yolları sanki hiç insan eli değmemiş. Bu yollara tek bir tamirat ve tadilat yapılmamış, elden geçirilmemiş, yollarda değil yürümek ayakta bile durmanın imkansız olduğunu alt yapının ise bu güzelim adaya hiç yakışmadığını, lağım kokusunun insanın yüzüne çarptığını hissetmemek mümkün değil. Kimseyi suçlamak veya karalamak gibi bir düşüncem yok. Fakat bu yollar neden elden geçirilmez, alt yapı neden yenilenmez. Oysa ada tıklım tıklım dolu. Yerli ve yabancı turizm bu adayı doldurmuş. Yani iş yapıyor esnaf da kazanıyor. Gel gelelim ada da yollar ve çevresi tam bir keşme keş. Yazık çok yazık.  Oysa Rumların bize bıraktığı güzelim taş evlerin bir çoğu pansiyona çevrilmiş buralarda konaklamada  bir hayli pahalı ve de boş yer yok.

Balıkesir Belediye Başkanını bir vesile ile ziyaret etmiştik. Çalışkan samimi bir yönetici. Umarım bu ada için mutlaka bir takım hizmetleri özelliklede taş yolları ve alt yapıyı elden geçirir. Bu adaya mutlaka günü birlikte olsa gidip görmenizi tavsiye ederim. Özellikle de zeytin ve zeytin yağını tatmanızı öneririm.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com