Ege Ambulans
Metabolik Cerrahi Hakkında Herşey01/11/2017

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgür Demirtaş, tip 2 şeker hastası olan ve uygun hastalarda uygulanan metabolik cerrahi ameliyatının yüz güldüren sonuçlar verdiğini söyledi.

Diyabet( Şeker Hastalığı) Nedir?

Tip 1 diyabetin vücudumuzdaki pankreasın hasar görmesi ve  insülin üretemez hale gelmesi ile ortaya çıkan bir durum olduğunu belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ Tip 1 diyabette insülin tedavisi mutlaka hastalığın ilk çıktığı zamandan itibaren gereklidir. Bu hastalar insülin kullanmadıkları takdirde yaşamlarını idame edemezler. Tip 2 diyabet ise toplumda daha çok görülmekte ve hastaların yaklaşık yüzde 90’ını oluşturmaktadır. Tip 2 diyabet daha çok genetik faktörlerin hazırladığı insülin direncinin hastaların çok büyük bir kısmında yer aldığı ama bunun yanı sıra insülin salgılama bozukluğunun da olduğu bir diyabet tipidir.

Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ Tip 2 diyabetik hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri, beslenmenin düzenlenmesi, egzersiz yapılması ve bununla birlikte oral anti diyabetiklerin öncelikle kullanılması söz konusudur. Ancak ilerleyen dönemlerde Tip 2 diyabetik hastaların da insülin salgılama kapasitelerinin azalması sonucunda insülin salgılama yetersizliği olan konuma ilerleyebilmektedirler.” dedi.

Metabolik Cerrahi

Kilo fazlalığı, diyabet, kolesterol ve tansiyon yüksekliği ile seyreden tabloya Metabolik Sendrom adı verildiğini belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ Metabolik Sendromun ameliyat yöntemleri kullanılarak tedavi edilmesine metabolik cerrahi adı verilmektedir. Cerrahi tedavi ile tip 2 diyabet hastalarında, vücutta var olan ancak kullanılamayan  insülin kullanılabilir hale getirilir. Cerrahi, insülin duyarlılığını artırdığı için diyabet süresi daha kısa olan ve endojen insülin rezervi daha yüksek olan hastalar metabolik cerrahi uygulamalarından daha fazla fayda görmektedirler.” diye konuştu.

Gıdalar İçeriği Değişti

Günümüzde   günlük diyet ile tüketilen gıdaların içeriğinde ciddi değişikliklerin oluştuğunu belirten Op. Dr. Özgür Demirtaş, “ Artık tüketmekte olduğumuz gıdaların önemli bir bölümünü rafine, işlenmiş gıdalar oluşturmaktadırlar. Bu sebeple gıdalar adeta bir ön-sindirime uğrayarak daha mideden çıkar çıkmaz tama yakın sindirilmektedir. Daha da önemlisi alınan bu ürünleri çoğu yüksek kalorili  gıdalardan oluşturmaktadır. Sonuçta ince barsak son kısmına gelen içerik, gıda içeriği açısından oldukça fakirleşir ve bu kısımdan yer alan barsak hormonların etkileri de azalır  ve vücutta zaten var olan insülin kullanılamaz. Bu durum metabolik cerrahi uygulamalarının temelini oluşturur.  Kısaca, metabolik cerrahi uygulamaları ya yiyecekleri ince barsak son kısmına  götürür ya da ince barsak son kısmını  yiyeceklere götürür.”

Metabolik cerrahi de midenin emilim bozukluğu yapmadığını belirten Op. Dr. Demirtaş, “ obezite cerrahisindeki gibi midenin yüzde 70’i gibi büyük bir bölümü yerine midenin küçük bir bölümü alınır. Ameliyat sonrası dönemde vitamin, mineral kaybı görülmediğinden takviye gerekmez."

Uygun hastalara uygulandığında metabolik cerrahinin yüz güldüren sonuçlar verdiğini belirten Op. Dr. Demirtaş, “ Metabolik Cerrahinin başarı oranı yüzde 90'ın üzerindedir. Metabolik cerrahi insülin direncini başarılı şekilde düzenleyen bir ameliyattır. Sadece kan şekerini düşürmekle kalmaz tansiyon ve kolesterolü de düzene sokar.” dedi.

Op. Dr. Demirtaş, Metabolik Cerrahi (Şeker hastalığı ameliyatı) ile şeker haplarının ve insülin iğnelerinin tam olarak bırakılması ya da azaltılması, kan şekerinin yüksek seyretmesi  nedeniyle karşılan göz, böbrek, nörolojik problemler, kalp ve damar sorunlarından kurtulabileceğini ya da aza indirilebileceğini belirterek, “ Şeker hastalığının yanında var olan şişmanlık,  tansiyon yüksekliği,  uyku apnesi, kolesterol yüksekliği koroner arter hastalığı ve polikistik over sendromu gibi çoğu hastalıklardan da kurtulabilirler. Günümüz şartlarında şeker hastalığının uzun süreli kalıcı tedavisini sadece cerrahi ile başarıla bildiği anlaşılmıştır. Şeker hastalığının tedavi alternatiflerinden birinin de cerrahi olduğunu, ameliyat başarısında önemli rolün pankreastaki insülin rezervlerinin tükenmemiş olması ve ciddi geri dönüşü olmayan organ hasarlarının başlamamış olması gerekmektedir.” dedi.

 

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com