Ege Ambulans
Aşı Çalışmalarında Son Durum. Bakan Koca Açıkladı09/12/2020

2020'nin son 20 günün girmek üzereyiz. Tüm dünyayı saran virüs hayallerimizi ertelememize sebep oldu, planlarımızı değiştirdi. Bir yıl boyunca tüm dünyanın ortak gündemi pandemi oldu.

Hepimizin hayatını değiştirdi. Virüsün bulaştığı kişi sayısı dünyada 69 milyonu buldu. 1 buçuk milyonu aşkın insan Kovid-19 nedeniyle hayatını yitirdi.

Pandemi mücadelesinin başından itibaren Bilim Kurulumuz yol gösterici olarak önemli katkı sağlamıştır. Bilim Kurulumuzu yeni bilimsel çalışmaları, gelişen yeni durumları sürekli olarak değerlendirmektedir.

Bilim insanlarımız hazırladıkları klavuzlarla korunma, tanı ve takip konularında görüşlerini paylaşmakta, vatandaşlarımızı aydınlatmaktadırlar. Ülke içinde alınan kararlarda ve tedbirlerde Bilim Kurulumuzunun öneri ve çalışmaları yönlendirici olmaktadır.

Aldığımıız tedbirler sayesinde yaz ayları dalgalı bir seyirle nispeten daha kontrollü yaşanmıştır. Gittikçe artan test kapasitemizin ve izolasyon tedbirlerinin etkisi olmuştur.

Yerel imkanları değerlendirme, yerel dinamikleri harekete geçirme, sağlık teşkilatımıza valilerimizin, belediyelerimizin desteğini artırma noktasında önemli adımlar attık.

POZİTİF VAKA 1 BUÇUK MİLYONU AŞTI

Dünyada olduğu gibi ülkemizde son birkaç ay içerisinde hızlı bir artışla yüz yüze geldik. Test kapasitemizi artırdık. Bugün test sayımız 20 milyonu buldu. Pozitif vaka sayımız 1 buçuk milyonu aştı. Bunların 550 bini belirgin hastalık geçirdi. 15 bini aşkın insanımızı kayıp verdik.

Büyüklerimizin korunmasına yönelik kısıtlamalar, toplumsal hareketliliği azaltıcı tedbirler, maske ve mesafe zorunluluğu, HES kodu aracılığıyla riskli kişi talebi, temaslı taraması ve izolasyonlar gibi bir dizi tedbirleri her geçen gün daha sıkı bir şekilde uyguluyoruz. Bundan önce zirve olan nisan ayına göre günlük vaka sayısında 5 kattan fazla, vefatlarda %55 artış bulunmaktadır.

Filyasyon ekiplerimizi artırıyor, personel ve araç yönünden destekliyoruz. Gerekli ek tedbirlerin alınmasını sağlıyoruz.

Bu değerlendirmelerimizde karşılaştığımız durumu günlük olarak paylaşıyoruz. Sağlık çalışanlarımızın nasıl bir yük altında olduğunu biliyor, görüyorsunuz. Yoğun bakımlarımızda çok sayıda hastamız yaşam mücadelesi veriyor.

Yatan hasta sayımız artmakla birlikte bazı illerimizde bu daha belirgin. Sınırlı sayıda ilimizde yüksek risk halen devam etmektedir.

5 İLDE ARTIŞ DEVAM EDİYOR

Hatay, Adana, Samsun, Antalya, Mersin ve Ordu'da vaka sayılarımız artmaya devam ediyor. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız ciddi yük altında.

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Konya, Sivas, Kahramanmaraş ve Gaziantep'te vaka artışı düşmeye başladı. Bu durum polikliniklere yansıdı ancak yatan hasta ve yoğun bakım açısında yüksek doluluk oranlarımız devam etmektedir. Daha sıkı kısıtlayıcı tedbirler kaçınılmaz olmuştur.

Mesai sürelerinin kısaltılması, bazı işyerlerinde hizmet verilmemesi, sokağa çıkma kısıtlaması gibi günlük hayatı fazlaca etkileyen tedbirlerin uygulanması ertelenemez hale geldi.

Zorunlu kısıtlamalara gönüllü kısıtlamaları da ekleyerek bulaşma hızın düşürmemiz mümkün olacaktır.

Geçtiğimiz hafta içinden başlayan sokağa çıkma kısıtlamasına vatandaşlarımızın büyük destek verdiğini gözlemledik. Büyük uyum sağlayan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Etkili korunma tedbirlerinin uygulanması konusunda ısrarcıyız. Çünkü henüz bu pandemiden kurtulabilmenin başka bilinen bir yolu yok.

50 MİLYON DOZ AŞI GELİYOR

Önümüzdeki birkaç gün içinde teslimatının yapılması planlandı. Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz gelecektir.

MRNA aşısı için de görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni bir teknoloji olmakla birlikte kısa dönem sonuçları etkili ve güvenli olarak bildirilmiştir. Bu konudaki görüşmelerimiz ve ısrarımız devam etmektedir. Türkiye'nin standartlarına uygun olabilecek alternatif aşılar için de görüşmelerimiz devam ediyor.

Yerli bilim aşılarımızdan en önemli aşımızın faz-1 çalışmalarımızın tamamlanmak üzerinde olduğu kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Çalışmalar sonuç verirse nisan ayında faz-3 çalışmalarına başlamayı düşünüyoruz.

Daha önce de belirttim gibi, gerek bilim insanlarımız, gerek bakanlığımız, aşının menşeiyle değil, güvenilirliği ve etkinliğiyle ilgilenmektedir.

Yaptığımız sözleşme gereği önümüzdeki hafta içinde ilk kısmını teslim almayı düşündüğümüz aşı inaktif virüs aşısıdır.

Yerli aşı adaylarımız içinde diğer teknolojiler olan mRna ve vektör aşıları da bulunuyor. İnaktif diye tabir ettiğimiz aşı farklı hastalıklar için uzun yıllardır ülkemizde uygulanan aşılarla aynı teknolojiye sahiptir.

AŞI NASIL UYGULANACAK?

İncelemelerde aşının güvenilirlik testlerinin olumlu çıkması sonucunda veriler değerlendirilecek ve onay verilecektir. Aşılama bu aşamadan sonra gerçekleşecektir. Bu aşamaların hızlı bir şekilde geçilebilmesi için elimizdeki bütün imkanları değerlendirmeye çalışacağız. Aşı 14-21 gün arayla 2 doz olarak uygulanacaktır.

Aşı kampanyası kapsamında vatandaşlarımıza bedelsiz olarak verilecek ve başta Aile Sağlığı Merkezleri olmak üzere sağlık kuruluşlarımızda yapılacaktır. Aşı yapılan vatandaşlarımız sisteme kaydedilecektir.

Bu ay başı itibarıyla başlayan kısıtlayıcı tedbirlerin etkisi yakından takip edilmektedir. Henüz daha başlangıcındayız. Daha önceleri ortalama 10 yıl gibi bir sürede gerçekleşen aşı geliştirme çabaları 1 yıl gibi kısa bir süreye sığdırılmıştır. Gelişmeler umutlarımızı erkene çekiyor. Umutlarımızın hayata geçmesi hep birlikte hareket etmemizle mümkün olacaktır.

"ORTAK BİR SAVAŞ İÇERİSİNDEYİZ"

Aramıza mesafeler koyan salgının yönetiminde başından beri birlikte hareket etmenin önemine işaret ettim. Hiçbirimizin taraflı bir tutum sergilemeye hakkı yok. Salgınla mücadelede hepimizin aynı tarafta olduğunu unutmamalıyız.

Salgın yönetimini etkin şekilde sürdürmek ve milletçe bu illetten kurtulmak için birlikte hareket etmeliyiz. Siyahi mülahaza veya başka saiklerle salgının yönetimini tehlikeye atmaya hiçbirimizin hakkı yoktur.

Ortak bir savaş içerisindeyiz. Böyle tavırların bu tür çıkar grupları dahil kimseye faydası yoktur. Salgının ilk gününde nerede duruyorsak, tüm vatandaşlarımıza, siyasilerimize, basın mensuplarımıza hiçbir ayrım gözetmeden nasıl yaklaşmışsak bugün de aynı yerden aynı tutumla salgını yönetmeye çalışıyoruz.

Sizlerden ricam, kesinlikle salgının siyasi bir alana çekilmesine müsaade etmemenizdir.

Bilgi kirliliğinin had safhada olduğu bu ortamda aslı olmayan iddialara lütfen itibar etmeyelim. Hesaplaşma kaygısı ve güdüsüyle mücadelemize halel getirmeyelim. Mücadele ancak birlikte kazanılır.

Burada özellikle çizginin üstünde vaka sayısının arttığı illeri görüyoruz. En üstte Hatay, Mersin, Adana, Antalya, Samsun, Ordu, İzmir. Ankara, İstanbul ve Uşak birçok ilin vaka bazlı aşağı düşmeye başladığını görüyoruz.

Burada ise şehir bazında hastanelerimizdeki doluluk oranlarını görmüş oluyoruz. İstanbul'da vaka sayısının azaldığını ama hastane yükünün arttığını, artış hızının düştüğünü söyleyebilirim.

Ankara'da vaka sayısı düşmeye başladı ama hastane yükü devam ediyor. İzmir'de artış hızı devam ediyordu, son 2 günden bu yana artış hızının düştüğünü ama hastanelerimizdeki yükünün önemli oranda artış içinde olduğunu söylemek istiyorum.

Hatay hasta sayısının vaka sayısının ve hastane yükünün arttığı önemli illerimizden birisi. Adana yine vakanın son 2 haftadan bu yana önemli oranda arttığı, artış hızının düşmeye başladığı ama sağlık kuruluşlarımızdaki yükünün önemli oranda devam ettiği bir ilimiz.

Antalya hasta sayısının arttığı, hastane yükünün de devam ettiği, yoğun bakım doluluk oranının ise %68.5 oranına çıktığı ilimiz. Mersin vaka sayısının son dönemde arttığı, hastane yükünün de önemli oranda devam ettiği bir diğer ilimiz.

Ordu hem vaka sayısının artış gösterdiği, son 2 günden bu yana artış hızının azaldığı bir ilimiz. Bu illerimizde, birçok ilimizde olduğu gibi, yoğun bakım yatak kapasitemizi bu dönemde ayrıca önemli oranda da arttığımızı, bazı illerde de ara yoğun bakım sayılarımızı önemli oranda arttırdığımızı söylemek istiyorum.

Ortalama test çalışma süresini numuneden kabul ve onay dahil olmak üzere 9 saate kadar indirmiş durumdayız ve test kapasitemizi de ciddi oranda artırdık. Yarından itibaren de geçmişe dönük, 29 Temmuz'dan itibaren tabloda bugüne kadar olan vaka sayılarının da toplu bir şekilde tablo vermiş olacağız.

SORU-CEVAP

SİNOVAC AŞISININ AB'NİN TERCİH ETMEMESİ

Kitlesel bağışıklamada erken dönemde yoğun aşı yapabilirliğimizin önemli olduğunu düşünüyoruz. Ne kadar erken dönemde yoğun bir aşılama yapılabilirse başarıya daha kolay ulaşabileceğimize inanıyoruz. Erken 2-3 aylık zaman diliminde yoğun aşıya erişimin daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Birçok aşıyı geliştiren ülke ve firmalarla irtibatta olmaya devam ettik ama erken dönemde aşının teslim edilebilirliği konusunda çok rahat olmadığını gördük. Birçok ülkenin sipariş ettiğini söyledikleri aşıların teslim sürelerine bakmak lazım.

Erken dönemde bu teslimatların yüksek olmadığını görürsünüz. Bize nisan ayından sonra teslim edilecek aşıya bizim ihtiyacımız yok. O nedenle biz aşıya erken ulaşmayı istedik. Bir de aşıyı güvenilir ve etkin olmasını hedefliyoruz.

Güvenlik anlamında da bildiğimiz bugüne kadar kullanılan aşıların geleneksel inaktif aşı yöntemi olduğunu biliyoruz.

Sinovac aşısı içinse çocukluk aşılarımızı da üretip geliştiren, 10 yıldan fazladır bu aşı üretmeyle ilgilenen, inaktif aşı üretmede de başarısın ortaya koymuş bir firma. Aşı geliştiren firmaların birçoğunun aşı geçmişi olmadığını da bilelim. Biz inaktif aşıyı daha güvenli bulduğumuz için inaktif aşı temin etme çabası içerisinde olduk.

İstediğimiz kadar aşıyı alamadık biz. Sinovac dahil olmak üzere birçok aşıyı şu an alabiliriz. Ama şubat-mart ayı içerisinde teslim edilmesi çabası içerisinde olduğumuz için zorlandığımız söylemek istiyorum.

Etkinliğinin iyi olduğu ortaya konduğu inaktif aşıyı daha önemsiyoruz. Çünkü diğer aşıların uzun vadeli sonuçlarını bilmiyoruz. Ucuz olduğu için değil, güvenli olduğu için inaktif aşıda ısrar ettik. Doğal, bilinen yöntem olduğu için.

AŞI ZORUNLU MU OLACAK?

Aşının doğrusu zorunlu olmasını şimdilik düşünmüyoruz. Daha çok vatandaşımızı ikna ederek kitlesel aşılamayı yaygın yapma hedefindeyiz. Süreçte vatandaşımıza aşının güvenilirliği ve etkinliği net izah edilirse, ben birçok kimsenin bu noktada farklı yaklaşacağına inanıyorum.

Tüm bunlar vatandaşımıza olumlu bir şekilde anlatılırsa, sonuçlar gerçekten olumlu olursa ben farklı bir yaklaşım içerisinde olacağını düşünmüyorum. Biz aşı yapılan kişinin HES koduna, e-nabız'a işlemiş olacağız. Aşının yaygın uygulanmasıyla birlikte birçok şirket, kuruluş veya yapı aşı yapılmasını önemseyebilecek.

Aşının yaygın yapımla dönemi sonrası uçağa binmek için, otobüse binmek için, ulaşım için istenebilir. Bugünün konusu değil ama yaygın yapıldıktan sonra güvenilirliği daha çok sağlamak için bu istenebilir.

AŞI ÇALIŞMASINDA SON DURUM

3 bin 700'e yakın gönüllüye 500 bin civarında doz yapıldı. Önemli bir yan etkisi yok. Aşıyı biz strateji olarak kimlere ne zaman yapılması gerektiğiyle ilgili Bilim Kurulu daha önce açıklama yapmıştı. Sağlık çalışanlarımızdan başlayacak, 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlar şeklinde ayırmıştık.

İnaktif aşıların 2-8 derece arasında korunabilirliği, altyapımız için de bu anlamda müsait olması nedeniyle Türkiye'de birçok ülkeden farklı olarak daha yaygın bu aşıyı yapabileceğimiz söylemek istiyorum. Pandemi yılı olmasına rağmen çocukluk aşılarımızda %98'lere ulaşmayı başarabilmiş bir ülkeyiz.

Aşı daha önce 11 Aralık'tan sonra gelecek demiştim. Zannediyorum 3-4 gün içerisinde aşı ülkemize gelebilir. Bütün izinleri alnımış oldu. Geldikten sonra da 2 hafta halk sağlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nda 2 hafta güvenlik testleri yapıldıkttan sonra kullanıma geçilmiş olacak. Bu 2 haftalık testten geçmeden izin vermiyoruz. Ay sonu itibarıyla sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. Önümüzdeki günlerde 20 milyon dozun ilk 3 milyonu gelmiş olacak.

YENİ TEDBİRLER GELECEK Mİ?

Geçen hafta başı başlayan tedbirlerle birlikte gelecek hafta sonuçları daha net göreceğimizi düşünüyoruz. Şu an görünen bu kısıtlamaların yer yer sonuç. verdiği. Tam değerlendirmek için gelecek hafta daha net söylemek mümkün. Farklı bir tedbir olursa bunu öneri olarak almış oluruz. Şu an yeni bir kısıtlama için eken olduğunu, gelecek hafta bu konuyla ilgili salgının seyri belirleyecek. Şu an için alınan kararların, uygulanan kısıtlamaların erken dönemde de olsa yer yer sonuç verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

İstanbul vaka sayısının azaldığı, hastanelerde poliklinik yükünün azaldığı ama hastanelerde yatan ve yoğun bakım yükünün arttığı il. Gelecek hafta hastane yükünün azaldığını da görmek istiyoruz.

YILBAŞINDA 4 GÜNLÜK BİR KISITLAMA OLACAK MI?

Yılbaşıyla ilgili, yılbaşı gecesi dahil olmak üzere kısıtlamaya tabi. Ama gün sayısının artıp artmama durumunu gelecek hafta sonuçların ve salgının seyri belirleyecek. Ama gecenin zaten kısıtlama içerisinde olduğunu söylemek istiyorum.

Kitlesel bağışıklamada antikor testi yaparak yapılmasının uygun olmadığını biliyoruz. Kimlere yapılmayacağını belirlemek önemli. 18 yaş altı, gebeler ve muhtemelen son4-6 ay içerisinde geçirmiş olanlar haricindeki kişilere yapılmasını planlıyoruz.

ÇOCUKLARA VE HASTALIĞI ATLATANLARA VE HAMİLELERE AŞI UYGULANACAK MI?

Hamileler, 18 yaş altı için şu an düşünülmüyor. Ama 18 yaş altı için de Çin'de çalışma devam ediyor. 18 yaş altı için uygulamaların sonuçları haziran ayına kadar çıkmış olacak.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com