Ege Ambulans
ATARDAMAR TIKANIKLIĞI CİDDİYE ALINMASI GEREKEN HASTALIKTIR15/02/2022

Bacaklara, kollara, iç organlara kan akışını sağlayan atardamarların damar sertliği nedeniyle kısmen veya tamamen tıkanması ile oluşan atardamar tıkanıklığı hakkında bilgiler veren Özel Akut Kalp Damar Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tevfik Güneş, “ Vücuttaki birçok damarda bu sorun görülebilir. Ancak yaygın olarak bacağa giden damarlarda görülen bir rahatsızlıktır. Periferik arter hastalığı hem oluştuğu bölgeyi hem de ilgili diğer organları ciddi ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle oldukça ciddi bir rahatsızlıktır ve hafife alınmaması gerekir” dedi.

Kimler risk altındadır?

Artan yaşla birlikte toplumda görülme sıklığı  yüzde 20-30 düzeylerine kadar yükselebildiğini belirten Doç. Dr. Tevfik Güneş, “ Özellikle erkeklerde daha sık olarak görülse de, 45 yaş üstü erkek ve 55 yaş üstü kadınlarda sıklığı artmaktadır. LDL kolesterol yüksekliği olanlarda, sigara kullananlarda, özellikle şeker hastalığı olanlarda  daha sık görülmektedir. Yüksek tansiyonu olanlar, diğer aile bireylerinde damar sertliği hastalığı olanlar, obezler, düzensiz ve yağlı beslenenler de damar tıkanıklığı için adaydırlar” dedi.

Şikayetler Nelerdir?

Bacak atardamar tıkanıklığı olan hastaların hemen hemen yarısında şikayet olmadığını ifade eden Doç. Dr. Güneş, “ Hastalık belirtisi görülen bireylerde ise en sık görülen yakınma yürüme ile birlikte bacakta özellikle de kalçada ve baldırda meydana gelen ağrıdır. İleri hastalık durumunda görülen dinlenme esnasında olan bacak ağrısı da  görülmektedir. Hastalığın çok ciddiye gittiği durumlarda ayakta açık yaraların oluşması ve ayak parmaklarından başlayan gangren görülmesi gibi durumlar da damar tıkanıklığı yüzünden oluşmuş durumlardır” diye konuştu

Tanı Nasıl Konuyor?

Hastalığın bel fıtığı, toplardamar yetmezlikleri, tümör gibi birtakım hastalıklarla karıştırılabildiğini ifade eden Doç. Dr. Güneş, “Muayene esnasında damarların  birinde veya bir kaçında nabızların alınamaması önemli bir bulgudur. Ayrıca kan şekeri, lipid ve kolestrol seviyelerinin yüksek olması tanıyı destekler niteliktedir. Ultrason, ağrısız, kolay ve hızlı bir tetkik olup genellikle periferik arter hastalığının tanısı ve takibinde sık kullanılan yöntemdir. Bilgisayarlı tomografik anjiografi (BTA) ve Manyetik rezonans görüntüleme anjiografi (MRA), damar içindeki daralma, damar ve plak yapısı, tıkanıklık, damarın çevre dokularla ilişkisi,  dolaşımla ilgili daha detaylı görüntüleme ihtiyacı olduğunda başvurulan tetkiklerdir. Anjiografi (DSA), en kesin tanı yöntemidir. Buradaki sonuca göre tedavi şekli belirlenir.

Neye göre Hangi tedavi uygulanır?

Ciddi darlığı olup aynı zamanda şikayeti de olan hastalarda ilaç tedavisinden balon stent ve ameliyata kadar her türlü tedavinin uygulanabildiğini söyleyen Doç. Dr. Güneş, “ Hastaların tıbbi durumu, damardaki darlığın yeri, yapısı, damarın anatomik yapısı ve çevre dokularla olan ilişkisi, dolaşım bozukluğu gelişmiş olan dokunun durumu ve hastalığın süresi, daha önce bu bölgeden ameliyat geçirip geçirmemesi  gibi birçok etken göz önüne alınarak hangi tedavinin uygulanacağına karar verilir. Günümüzde teknolojinin ve beraberinde tıbbi teknolojinin de ilerlemesi ile hastaların büyük kısmı ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilir hale gelmiştir” şeklinde konuştu.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com