Ege Ambulans
Belirti Vermeyen Hastalık: Glokom16/06/2017

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Başer, Glokom hastalığının öncü belirti vermediğini, bu yüzden dünya üzerindeki 70 milyon hastanın sadece yarısının hastalığının farkında olduğunu söyledi.

Karşıyaka Göz Hastanesi’nde görev yapan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Başer, Glokom Hastalığı hakkında bilgi verdi. Başer, “Glokom göz içi sıvısının dışarı atılmasında yavaşlamaya bağlı olarak göz içinde basıncın yükselmesi ve buna bağlı olarak görme sinirinin tahrip olmasıdır.  Glokom hastalığı dünyada körlük nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Bunun nedeni zannedilenin aksine gözde ağrı ile ortaya çıkmaması, hiçbir öncü belirtisinin olmamasıdır. Bu nedenle dünyada halen bulunan 70 milyon glokomu hastasının sadece yarısı hastalığını bilmektedir” şeklinde konuştu. 

40 Yaş Üzerindekiler Risk Altında

Glokom’un her yaşta bireyi etkileyebileceğini söyleyen Prof. Dr. Esin Başer,  bu hastalığın daha çok yetişkinlerde görüldüğüne dikkat çekti. Başer, “Glokom hastalığı daha çok yetişkinlerde görülmekle beraber bebeklikte, çocuklukta ve ergenlikte ortaya çıkabilen nadir türleri de vardır. En yüksek risk altındaki kişiler 40 yaş üzerinde olanlar ve özellikle de ailesinde glokom hastalığı bulunanlardır.  Bunların dışında gözüne darbe almış kişiler, gözlük numarası yüksek olanlar, uzun süreli kortizonlu ilaçlar kullanmış kişiler ve diyabet hastalarında glokom görülme riski normalden daha yüksektir” şeklinde konuştu.

“Glokom İhmale Gelmez”

Tedavi olmamış veya ihmale gelmiş Glokom Hastalarının kalıcı görme kaybı yaşayabileceğini söyleyen Prof. Dr. Başer, “Başlangıçta hiçbir belirti yoktur. Sanılanın aksine gözde ağrı yapmaz. Glokom çoğunlukla gözlük kontrolü için başvuran ve belirgin bir şikâyeti olmayan kişilerde teşhis edilmektedir. Bu nedenle hiçbir şikâyeti olmayan, özellikle 40 yaş üzerinde olan, bireylerin senede bir kez göz muayenesi yaptırmaları önerilir. Glokomun seyrek görülen bazı türlerinde baş ve göz ve ağrısı, bulantı, bulanık görme atakları, ışıklar etrafında renkli haleler görme gibi belirtiler olabilir. Glokom hastalığı ilerlerse önce çevresel, sonra merkezi görme alanı daralır. İhmal olmuş ve tedavi olmamış bireylerde tablo kalıcı görme kaybı (körlük) olur” dedi.

Teşhis İçin Detaylı Muayene Şart

Prof. Dr. Esin Başer, Glokom tanısının ancak detaylı bir göz muayenesi ile konulabileceğini söyleyerek, “Göz tansiyonu ölçümü, kornea kalınlığı ölçümü, biyomikroskopik muayene, göz bebeği genişletilerek göz dibi muayenesi yapılmalıdır. Ek olarak optik koherens tomografi yöntemi ile retina sinir lifi muayenesi ve görme alanı muayenelerinin de yapılması gereklidir. Glokom tanısı her hastada aynı kolaylıkla tek bir muayene ile konulamayabilir ve kesin tanı bazen hastayı bir müddet izledikten sonra konulabilmektedir” diye konuştu.

Glokomun Türüne Göre Tedavisi de Değişiyor

“Tedavi glokomun türüne gör değişir” diyen Başer, şöyle devam etti; “Glokomun en sık görülen türü olan açık açılı glokomda ömür boyu göz damlası ile ilaç tedavisi yeterli olabilirken diğer bazı glokom türlerinde ilaca ilaveten lazer yöntemleriyle de tedavi uygulamak gerekebilir. Eğer ilaçlar yan etki yapar veya etkisini kaybederse doktorunuz ilaç değişimi yapılabilir veya lazer ve cerrahi yöntemler uygulanması gündeme gelebilir.   Glokomda bir kez tanı konulduktan sonra tedavi ve takip ömür boyudur”

 

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com