Ege Ambulans
Ciddi Hayati Tehlike: Aort Anevrizması01/07/2025

Dokuz Eylül Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özalp Karabay, çok ciddi hayati riskler taşıyan ve Albert Einstein’ın ölümüne neden olan aort anevrizması hastalığı ve tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.

Genellikle belirti göstermeyen ancak dikkatli muayene ve tetkiklerle tespit edilebilen aort anevrizmasının, büyüdükçe yırtılma riskinin arttığını belirten Prof. Dr. Karabay, şunları söyledi: “65 yaş üzeri hipertansiyon hastası erkeklerin yüzde 10’unda görülen aort anevrizması, yırtıldığında ölüme neden olabilir. Hayatta kalanlarda ise ciddi organ yetmezlikleri ve felç gibi komplikasyonlara yol açabilir.”

Albert Einstein’ı Ölüm Nedeni: Aort Anevrizması

Aort damarında balonlaşma gelişiminde en etkili faktörlerin sigara kullanımı, hipertansiyon ve erkek cinsiyeti olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karabay, “Bu hastalık, Albert Einstein’ın da ölüm sebebidir. O dönemde anevrizma teşhisi konmuştu, ancak mevcut tıbbi olanaklar tedaviyi mümkün kılmadığı için Einstein, aort yırtılması sonucu yaşamını yitirmiştir” dedi.

Ölümcül Sonuçlar Doğurabilir

Prof. Dr. Karabay, vücut damar sistemi sağlıklı olan bireylerde öksürme, hapşırma ve ıkınma gibi reflekslerin damarlara zarar vermediğini belirtti. Ancak aort anevrizması olan bireylerde bu tür basit hareketlerin bile yırtılma riskini artırabileceğini ifade ederek, “Kontrol altına alınmamış hipertansiyon, aort damarında balonlaşmaya ve içten yırtılmaya (diseksiyon) neden olur. Bu durumda, basit bir öksürük bile damardaki hasarı artırarak ölümcül sonuçlar doğurabilir” diye konuştu.

Abdominal Aort Anevrizması

Aortun karın bölgesinde meydana gelen genişlemeye abdominal aort anevrizması denildiğini belirten Prof. Dr. Karabay, “Aort anevrizmaları göğüs bölgesinde de görülebilir; ancak en sık karın bölgesinde oluşur. Abdominal anevrizmalar, tüm aort anevrizmalarının yüzde 75’ini oluşturur, erkeklerde daha yaygındır ve yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Genel sağlık taramalarında tespit edilen anevrizmaların yüzde 90’ı 3.5 cm altında olup genellikle tehlike oluşturmaz. Ancak düzenli takip edilmeli ve sigara ile hipertansiyon gibi risk faktörleri kontrol altına alınmalıdır. Anevrizma tanısı alan bireyler vakit kaybetmeden hekime başvurmalı ve gerekli tedaviye başlamalıdır” dedi.

Aort Anevrizması Hayati Önem Taşır

Prof. Dr. Karabay, aort balonlaşmalarının yüzde 75’inin herhangi bir şikâyet vermemesi nedeniyle kolayca gözden kaçabileceğini belirterek, “Bununla birlikte karında gerginlik, rahatsızlık hissi, ele gelen nabızlı kitle, karın ve sırt ağrısı gibi belirtiler görülebilir. En korkulan durum ise anevrizmanın genişlemeye devam edip yırtılmasıdır. Bu nedenle, aort anevrizmaları mutlaka yakından takip edilmeli ve tedavisi geciktirilmemelidir” diye uyardı.

Kasıktan Yapılan Tedavi: Endovasküler Yöntem

Aort anevrizmalarında, gelişen teknoloji ve artan deneyim sayesinde günümüzde hastaların yüzde 90’ına yakınına yalnızca belden uyuşturma ya da kasık bölgesine uygulanan lokal anestezi ile endovasküler yöntem uygulanabildiğini aktaran Prof. Dr. Karabay, şu bilgileri verdi: “Bu yöntemde balonlaşan aort bölgesine kasıktan girilerek damar içi stent yerleştirilir. Hasta işlem sonrası yoğun bakıma alınmadan odasına geçer, aynı gün ağızdan beslenebilir, kan verilmesine gerek kalmaz ve en önemlisi 48-72 saat içinde taburcu edilir.”

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com