Ege Ambulans
Diyette Ekmeği Kesmek Büyük Yanlış08/09/2017

Özel Akut Kalp Damar Hastanesi’nden Diyetisyen Çağla Yüksek diyet programlarının kişiye özel olması gerektiğini belirterek “ diyet yapmaya başlayanlara söylenen ekmeği kes, hızlı kilo verirsin” gibi söylemlerin yanlış olduğunu belirterek “ diyet programları vücudun ihtiyaçlarına göre belirlenir, ve kişiye özel olarak hazırlanır” dedi.

Obezite giderek artıyor

Son zamanlarda ülkemizde ve dünyada artış gösteren obezitenin önemli bir halk sağlığı problemi haline geldiğini belirten Diyetisyen Çağla Yüksek, “ bu durum kısa yoldan zayıflama telaşına düşmüş, farkında olmadan kendi sağlığını riske atan bireyler de getirdi. Her gün bir yenisi ortaya çıkan popüler diyetlerin etkilerini göz ardı edecek değiliz. Çoğunda -neredeyse hepsinde- ekmek ve türevi besinler ya minimuma kadar kısıtlanır, ya da tamamen kaldırılır. Aslında bu çok doğru bir davranış değildir” dedi

Vücudun karbonhidrata ihtiyacı var

Sağlıklı bir şekilde kilo vermek istiyorsak bazı şeyleri baştan kabul etmeliyiz diyen Yüksek, beslenme programlarının kişiye özel olması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “ Beslenme programı kişiye özeldir. Göz rengi gibi, karakteri gibi. Çünkü her vücudun bir karakteri, istedikleri, ihtiyaçları vardır. Onu anlamak ve ona uygun davranmak gerekir. Her bireyin enerji ihtiyacına göre alması gereken karbonhidrat, protein ve yağ oranları farklıdır. Enerji ihtiyacı bireyin boyuna, ağırlığına, yaşına, hatta mesleğine ve bununla beraber yaşam tarzına ve aktivite durumuna göre değişkenlik gösterir. Genelde bireyin alacağı enerjinin yüzde 50-65’i karbonhidrat, yüzde 25-30’u yağ, yüzde 12-15’ini protein oluşturmalıdır. Tam da bunu kabullenmişken; aldığımız enerjinin yarısından fazlasını oluşturan, karbonhidrat kaynağı ekmeği kesmek çok doğru bir davranış değil

Ekmeği kesmek ciddi rahatsızlıkları tetikler

Özel Akut Kalp Damar Hastanesi Diyetisyen Çağla Yüksek beslenmede ekmeği kesmenin ciddi rahatsızlıkları tetiklediğini belirterek şunları söyledi: “ Ekmeği kesmek demek karbonhidratı eksiltmek demektir. Bu da diyette yağ ve protein oranının yükselmesi demektir. Bu başta kalp damar problemleri olmak üzere birçok probleme sebebiyet verir. Ekmeğin azalması demek şekerin azalması, kan şekeri dengesizliği demektir. Bu da aniden ortaya çıkan açlık krizleri ve yemeğe saldırıp gereğinden fazla yemek demektir. Beyin enerji için karbonhidratı kullanır. Yeterli alınmadığı durumda kas dokusu proteinleri bir takım kimyasal olaylarla karbonhidrat görevi yapabilecek duruma gelir, gerekli glikoz temin edilir. Yani kas dokusu çökmeye başlar. Metabolizma yavaşlar. Sinir sistemine etkisi ise, tireme, dikkat dağınıklığı vs. olarak ortaya çıkar. Yapılan bir takım çalışmalar, ekmek tüketim oranının stresi önleyebildiğini göstermektedir. Bunun yanında B vitaminleri ve Magnezyum, Çinko, Kalsiyum gibi mineral yönünden zengin olan ekmeği kısıtlamak, vitamin ve minerallerin yetersiz alımına sebep olabilir. Bunlarla beraber biraz daha zayıflama telaşı uğruna ,yeme davranış bozuklukları, böbrek ve karaciğer problemleri, sinir sistemi ve sindirim sistemi problemleri de ortaya çıkabilir. Ekmekte –özellikle tam tahıllı- lif oranı yüksektir. Bu başta sindirim sistemi hastalıklarına karşı önleyici bir özelliğidir. Özellikle konstipasyon (kabızlık), kolon kanseri vs. Lifli olması uzun süreli tokluk hissini de destekler, hızlı acıkmayı engeller.

Ayrıca ekmek yağ ve kolesterol içermediğinden kolesterol kontrolü konusunda iyi bir yardımcı olabilir.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com