Ege Ambulans
Donuk Omuz Hastalığında Temel Yaklaşım:Fizik Tedavi 29/05/2025

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Funda Çalış, eklem hareketlerinin iki yönde birden kısıtlanması durumunun "donuk omuz" olarak adlandırıldığını belirterek, bu durumun basit bir travma sonucu ortaya çıkabileceği gibi; enflamatuvarromatizmal hastalıklar, kas yırtıkları ve tendon yaralanmaları gibi birçok farklı nedene bağlı olarak da gelişebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Çalış, bazen donuk omuz rahatsızlığı olmaksızın yalnızca belirli bir yönde hareket kısıtlılığı yaşanabileceğini belirterek, “Bu durumda, 'impingementsendromu' yani kas sıkışma sendromundan söz edilir. Bu sendrom; baş üstü hareketlerde ağrı, raftan eşya alırken zorlanma ya da omuz üzerine yatamama gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi.

Tanı ve Görüntüleme Yöntemleri

Hastanın başvurusunda öncelikle ayrıntılı bir fizik muayene yapıldığını belirten Prof. Dr. Çalış, “Muayene sonrasında kas yırtığı, tendon hasarı, kırık ya da impingementsendromu gibi durumlara yönelik ön tanıya ulaşılabiliyor. Gerekli görüldüğünde görüntüleme yöntemlerinden de yararlanıyoruz. Ben genellikle ultrasonu tercih ediyorum, çünkü kaslar ve tendonlar ultrasonla oldukça net bir şekilde görüntülenebiliyor. Ancak gerektiğinde MR ya da röntgen de kullanılabiliyor” diye konuştu. Donuk omuzun tedavisinde; fizik tedavinin temel yaklaşım olarak öne çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Çalış, “Bazı durumlarda, eklem içi sıvı artışı (efüzyon) gibi bulgular varsa enjeksiyon tedavileri de devreye girebiliyor. Özellikle donuk omuz vakalarında kortizon enjeksiyonu, altın standart olarak kabul ediliyor. Kortizon enjeksiyonu denildiğinde hastalar genellikle endişeleniyor; ancak burada söz konusu olan, damardan ya da ağızdan alınan kortizon değil. Bu enjeksiyon işlemi lokal olarak uygulandığı için yalnızca o bölgeyi kapsıyor ve sistemik etkisi de son derece düşük” dedi. Kas yırtıklarıyla ilgili hastalardan en sık gelen sorulardan birinin “Yırtık dikilir mi?” olduğunu belirten Prof. Dr. Çalış, “Sadece çok genç ve profesyonel sporcularda cerrahi tedavi düşünülebilir. Diğer hastalarda ise genellikle cerrahiye gerek duyulmaz. Tedaviye dirençli vakalarda, özellikle ileri düzey donuk omuz durumlarında kök hücre enjeksiyonlarının devreye girdiğini belirten Prof. Dr. Çalış, “Eklem içine ya da çevresine uygulanan bu tedavilerle hastalarda belirgin bir rahatlama sağlanabiliyor. Ayrıca hyalüronik asit, PRP ve kolajen enjeksiyonları da destekleyici tedavi yöntemleri olarak kullanılıyor.Hyalüronik asit, zaten vücutta kıkırdak içinde doğal olarak bulunan bir maddedir; yaşla birlikte azaldığı için bu maddeyi yerine koymuş oluyoruz. PRP hastanın kendi kanından elde edilmekte, kan pulcuklarından salınan büyüme faktörleri sayesinde iyileşme sağlar. Kolajen enjeksiyonları ise kas ve tendonların yapışma noktalarında oldukça etkili sonuçlar verebiliyor” dedi.

Ultrason Eşliğinde Enjeksiyon

Prof. Dr. Çalış, enjeksiyon uygulamalarının ultrason eşliğinde gerçekleştirildiğini belirterek, “Bu sayede ilacın doğru noktaya uygulanması sağlanıyor ve tedavi etkinliği artıyor. Hastalar çoğunlukla aynı gün günlük yaşamlarına dönebiliyor. Ancak bazı özel durumlarda kısa süreli istirahat önerilebiliyor. Özellikle ani kas yırtıklarında bir haftalık dinlenme süresi tavsiye edilse de, uzun süreli istirahat önerilmiyor. Çünkü uzun süre hareketsiz kalmak, donuk omuz gelişimine yol açabiliyor” dedi. Ağrısı çok şiddetli olan ve fizik tedaviye bile katlanamayan hastalarda ise sinir blokajı yöntemine başvurulabildiğini belirten Prof. Dr. Çalış, “Ultrason rehberliğinde yapılan bu işlemle ağrı hızlı bir şekilde azaltılabiliyor ve böylece fizik tedaviye başlanabiliyor. Bu sayede eklem kapsülündeki yapışıklıklar çözülerek omuzun hareket açıklığı artırılabiliyor” ifadelerini kullandı.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com