Ege Ambulans
Stres Hem İyi Hem Kötü27/06/2018

Milyonlarca öğrencinin kaderini belirleyecek olan YKS'ye sayılı günler kala Çocuk ve Genç Psikiyatristi Dr. Özlem Özcan, hem öğrencilere hem de ailelere önemli uyarılarda bulundu.

İyi bir üniversiteye girebilmek için öğrencilerin, Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na katılacağını dile getiren Dr. Özlem Özcan adım adım yaklaşan sınav öncesi dikkat edilmesi gerekenleri anlatarak, "Öğrencilerin geleceğinin belirlenmesi açısından büyük öneme sahip olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı, 30 Haziran ve 1 Temmuz'da gerçekleştirilecek. Sınav öncesi kaygı, öğrencilerin en büyük sorunlarından biri. İyi bir üniversitede öğrenim görebilmek isteyen öğrencilerin kaygı ve stresi artarken aileler de bu durum karşısında ne yazık ki sakinliğini koruyamıyor. Ancak önemli bir sınav öncesinde belirli bir seviyede hissedilen kaygı, motivasyonu ve başarıyı artırırken, yaşanan kaygının miktarının fazla olması ise başarıyı olumsuz etkiliyor" dedi

Dr. Özlem Özcan, klinik olarak çocuk ve genç psikiyatrisi alanında uzun yıllardır hizmet verdiklerini belirtti. Stres ve kaygı problemleri hakkında önemli bilgiler veren Dr. Özlem Özcan, “Stres güçlü bir gerginlik ve kaygı kaynağıdır. Kişiyi tehdit ederek, duygusal ve fiziksel tepkiler vermesine neden olur. Hatta şiddetli ve uzun sureli olduğu durumlarda depresyona neden olabilir. İnsanlar bir tehdit ile karşılaştığında, fiziksel ve zihinsel olarak enerji harcarlar. Bu yüzden bazı durumlarda stres, tehditlerle savaşma dürtüsü sağlayarak, başarıya ulaşmayı kolaylaştırabilir. Fakat aynı zamanda kişinin çok fazla üzüntü duymasına ve hatta fiziksel olarak hasta olmasına yol açabilir. “Stres” hayatin her anında karşımıza çıkabilir fakat her birey için oluşturacağı sonuçlar farklı biçimlerde ortaya çıkar. Çünkü her insanın aynı olaya karşı verdiği tepki farklıdır. Bu yüzden, stresin hem pozitif hem de negatif yanlarının olduğu söylenebilir” dedi.

Nasıl Baş Edileceğini Bilmemek Daha da Arttırıyor!

Günlük yaşamda strese neden olabilecek pek çok faktörle iç içe olmanın stres yönetimini zorlaştırdığına dikkat çeken Dr. Özlem Özcan, “İş hayatı, özel ilişkiler, ekonomik kaygılar ve sorunlar, ani travmatik olaylar ve daha birçok faktörden kaynaklı sorunlarla nasıl baş edeceğimizi bilememek, stres seviyemizin daha da artmasına ve hayatımızı olumsuz yönde etkilemesine neden olmaktadır. Önceden tahmin edilebilen stres faktörleri, hayatın doğal süreci ile karşımıza çıkan olaylardır. Örneğin; yeni bir işe girmek, işe karşı duyulan tatminsizlik, büyük bir sınava hazırlanmak, yeni bir yere taşınmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak, aşık olmak gibi olaylar, kısa veya uzun süreli stres yaşamamıza neden olabilir. Önceden tahmin edilemeyen stres faktörleri arasında olan sevdiğimiz bir insanın ölümü, yaralanma, doğal afetler ve istismar gibi aniden ortaya çıkan olaylar, büyük stres kaynakları olarak karşımıza çıkar” dedi.

Üç Farklı Baş Etme Yöntemi

Stresin olumlu ve olumsuz etkilerinin, onunla mücadele etmeyi de beraberinde getirdiğini söyleyen Dr. Özlem Özcan, “Baş etme stratejileri oluşturmamız gerektirmektedir. Her birey, stresle baş etmek için farklı stratejiler kullanır. Bu stratejiler 3 kategoriden oluşmaktadır: Kaçınmacı baş etme, problem-odaklı baş etme ve duygu-odaklı baş etme. Kaçınmacı baş etmede kişi, stres kaynağı olan sorunu görmezden gelir veya onu minimize etmeye çalışır. Problem-odaklı baş etme, negatif strese yol açan durumun kontrolü ve yönetimini sağlamaktır. Problem-odaklı baş etme davranışları; aktif, mantıklı, objektif ve bilinçli çabaları kapsamaktadır. Bu sayede kişi, problem ile ilgili bilgi edinmeye ve problemi çözmeye odaklanır. Duygu-odaklı baş etme becerileri, olayın anlamını değiştirerek, bireyin negatif stres üzerindeki kontrolünü sağlaması için kullanılmaktadır. Uzaklaşma, öz-kontrol, sosyal destek ve kabullenme arayışı, duygu-odaklı baş etme becerilerine örnektir. Duygu-odaklı baş etmede kişi, problemin neden olduğu negatif duyguları azaltmak ister” dedi.

Psikiyatrik Rahatsızlıkları Tetikleyebilir

Stresle baş etmek için geliştirilen tekniklerin beden, zihin ve davranışlar açısından farklılıklar gösterdiğini söyleyen Dr. Özlem Özcan, “Stresle baş etmek için bize yardımcı olacak faktörlerden en önemlisi iletişimdir. Başka insanlarla olan iletişimimiz ne kadar kuvvetliyse, bizi sıkıntıya sokan olaylarla baş etme becerimiz de o kadar fazladır. Duyguların ifade edilmesi, karşıdakini dinleme ve buna bağlı olarak anlaşmazlıkların çözümü, stres faktörlerinin etkisini önemli ölçüde azaltarak, daha sağlıklı ilişkiler kurmamızda ve problemlere daha analitik yaklaşmamızda bize yardımcı olur. Artan kaygı düzeyi, depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların da habercisi olur. Bu durumlarda bir profesyonelden yardım ve tedavi desteği almak, kişinin baş etme becerilerini geliştirmesini ve günlük yaşamını daha sağlıklı sürdürmesini sağlar” dedi.

KAYGINIZI AZALTMAYA YÖNELİK ÖNERİLER

1.Fazla Düşünüp Taşınmayın:

Defalarca ve tekrar tekrar ayni şeyi düşündüğümüzde kendimizi, düşündüklerimizi deneyimlemeye ve bizi kaygılandıran şeyi tekrar yaşamaya odaklamış oluruz. Düşündüğünüz şeyi belli bir süreden sonra durdurmaya çalışıp, başka bir konuyu düşünmeye çabalayın.

2.Yapılması Gerekenler Listesini Unutmayın:

Bütün gün boyunca kafamızın içinde olan, yapmamız gerekenleri zihnimizde sıralamak yerine yazılı bir “yapılması gerekenler listesi” oluşturun. Bu liste bu görevleri yerine getirmek için size, zihinsel boşluk yaratmak için yardımcı olacaktır. Listeyi önem sırasına göre düzenleyin.

3.Falcı Olmaktan Vazgeçin:

Geleceği tahmin etmek için zamanımızı, enerjimizi ve çabamızı harcarız. Bu tahminler arasında gireceğimiz bir sınavın sonucu hakkında düşünmek ya da gideceğimiz bir is görüşmesinin nasıl geçeceğine dair fikir üretmek gibi davranışlar yer alır. Biz genellikle bu düşüncelerin hazırlık aşamalarımızı kolaylaştıracağını düşünürüz. Ancak durum hiç de öyle değildir. Bu durumda düşünceleriniz geleceğe geçiş yaptığında, kendinizi su anda olanlara odaklamanız uygun olacaktır. Gerçek olanı “gerçek” anında yaşamalısınız.

4.Rahatsızlardan Kaçınmaya Çalışmayın

İnsanlar kaygı yaratan rahatsız durumlardan her ne pahasına olursa olsun kaçınmayı denerler. Tatmin olmak, kendini her zaman memnun ve rahat hissetmek isterler. Rahatsızlık hissi, başkaları tarafından konulan sınırlardan, meslektaşınızla olan bir çatışmadan, çocuklarınızla sert bir konuşma yapmak zorunda kalmanızdan, kötü giden bir ilişkiyi bitirmenizden, kötü giden ilişkinizin karşı tarafça bitirilmesinden, hatta bir yere davet edilmemenizden kaynaklanıyor olabilir. Bu “rahatsızlıkların hayatin doğal bir parçası” olduğunu fark edin. Ek olarak rahatsızlıklarınızı ağrı ile ilişkilendirmeyin. Ağrı ve rahatsızlık aslında çok farklı şeylerdir.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com