Ege Ambulans
Obezitenin Görülme Sıklığı Giderek Artıyor08/10/2019

Ekol Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hayrullah Derici dünyada ve ülkemizde obezite sıklığının giderek arttığını belirterek, “Dünya Sağlık Örgütü, obezitenin küresel bir salgın haline geldiğini ve 21’inci yüzyılın en önemli sağlık sorunu olacağını bildirmiştir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde obezite sıklığı kadınlarda yüzde 40, erkeklerde yüzde 20 ve genel olarak yüzde 30 şeklindedir” dedi.

Obezite sebepleri

Günümüzde obezitenin sık nedeninin yüksek enerjili gıdalara kolay ulaşılması ve durağan yaşam olduğunu belirten Prof. Dr. Hayrullah Derici, “Ayaküstü (fast-food), hızlı yenen sağlıksız besinlerle karbonhidrattan ve rafine şekerden zengin, bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı beslenme şekli obeziteye yol açan önemli faktörlerden birisidir. Bu faktörlerin yanı sıra yaş, cinsiyet, genetik yatkınlık, hormonal ve metabolik etkenler, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı ve psikolojik sebepler de obezite oluşumuna neden olmaktadır. Ayrıca artan teknoloji ile beraber özellikle ulaşım, üretim ve tarım alanlarında kolaylaşan yaşam biçimine bağlı fiziksel aktivitede azalma ve modern yaşamdaki beslenme alışkanlıklarındaki değişim obezite sıklığını arttırmaktadır” dedi.

Obezite tedavisi

Obezite tedavisinde amaç, obeziteye ilişkin riskleri azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu belirten Prof. Dr. Hayrullah Derici, “Morbid obezitenin tedavisine diyet düzenlemeleri, yürüyüş gibi düzenli egzersizlerin başlanması gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile başlanmalıdır. Bunun yanı sıra, yandaş rahatsızlıkların tedavisi de hızla yapılmalıdır. Ancak diyet ve egzersiz morbid obezite tedavisinde %97 oranında başarısızlıkla sonuçlanır. Morbid obezitenin tek etkili tedavisinin bariatrik cerrahi olduğu kabul edilmiştir” dedi.

Sleeve gastrektomi (tüp mide ameliyatı)

Sleeve gastrektomide yapılan işlemin midenin yaklaşık yüzde 75 oranında küçültülmesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Derici, “İşlemde midenin özellikle açlık hormonu salgılayan fundus bölgesi çıkartıldığı için hastanın açlık hissi azalır, aynı zamanda çok az gıda almakla doygunluk hissi oluşur. İlk olarak 1993 yılında ek bir cerrahi yöntem olarak uygulanmıştır. Bugünkü şekli ile kullanılmaya ilk defa 2001 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Yani uzun dönem sonuçları ile kendini ispat etmiş ve günümüzde en uygulanan yöntemdir.  Hastalarımız hastanede 3 gün yatıp 4’üncü gün taburcu olurlar. Bu dönem içerisinde takip ve tedavileri uygulanır. 4’üncü günde taburcu olurken hiçbir hastamıza ağrı kesici verilme gereksinimi olmamaktadır ve yürüyüşlere başlaması önerilerek taburcu edilmektedir. Hastaların işe başlama tarihi yaptıkları işe bağlı olarak değişmekle birlikte hastalarımızın çoğu 10’uncu günde işe başlamış olurlar. Hastalar ameliyat sonrasında diyetine dikkat etmeli, egzersiz ve sporu düzenli yapmaya özen göstermelidirler” dedi.

Ameliyat sonrasında geri kilo alımı

Ameliyat sonrasındaki takiplerin bu açıdan önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Derici, “Bu dönemde kilo verilmesi sağlanırken aynı zamanda yeni yaşam şekli edinilmelidir. Hastalarımızın hemen hepsi kararlılıkları ve ameliyatın desteği ile bunu başarmaktadırlar. Bunu başaramayan öneri ve takip programına uymayan ya da uygun şekilde takip edilmeyen hastaların yüzde 3-10 kadarında geri kilo alımı görülebilmektedir.  Sonuç olarak obezite estetik bir sorun olarak görülmemeli, çok sayıda yandaş hastalıklara sebep olması ve yaşam süresini kısaltması nedeniyle önemli bir sağlık problemi olarak görülmelidir ve mutlaka tedavi edilmelidir” dedi.

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com