Ege Ambulans
Rektum Kanserinde Yeni Tedavi Yaklaşımları Başarılı29/11/2021

Rektum kanseri tedavisindeki yeni gelişmeler yüz güldürüyor. Kolorektal cerrahi alanında çalışan Genel Cerrahi Uzmanları Prof. Dr. Cem Terzi ve Prof. Dr. Emre Canda son yıllarda rektum kanseri tedavisinde önemli değişiklikler olduğunu ve yeni yaklaşımların başarılı sonuçlar verdiğini belirtti.

Prof. Dr. Terzi, tedavi ile ilgili gelişmeleri şöyle aktardı: “Erken evrede yakalanamayan ya da makata çok yakın olan rektum kanserinde ameliyat öncesi toplam tedavi yaklaşımı, sadece hastalığın nüks etmesini önlemeye yönelik değil, aynı zamanda kür oranını artırmak ve kişinin sağ kalımını yükseltmeye yönelik. Bu yaklaşımda kemoterapi tedavisi ameliyat öncesine çekiliyor. Böylece sonuçlar çok daha iyi oluyor. Uzak organ sıçraması baştan önlenebiliyor. Işın tedavisinde de 25 gün uzun tedavi verilebildiği gibi, aynı doz 1 hafta gibi kısa bir sürede uygulanabiliyor. Kemoterapi ve ışın tedavisi bittikten sonra bir bekleme süresi var. Bu sürenin ideal olarak 12 hafta olduğunu bir araştırmamızda kanıtladık. 12 hafta beklendiğinde tümörün ışın tedavisi ve kemoterapi ile tamamen yok olması ihtimali iki kart artıyor. Bu sayede bir hasta grubunu (yaklaşık %25) ameliyat etmeden izlemek mümkün oluyor. Standart rektum tedavisinde ışın tedavisi, ameliyat, ameliyattan sonra kemoterapi uygulanıyor. Ameliyatsız tedavi henüz tüm dünyada kabul görmüş değil. Örneğin ABD’de genel kılavuzlarda yerini almadı ama Avrupa kılavuzunda yeri var.”

“Ortak Akıl” Tedavisi

Rektum kanserinde geliştirilen bu yeni tedavi yönteminde onkologlar ve cerrahların birlikte çalışması ve hastaların tedavi açısından biraz sabırlı olmaları gerektiğini söyleyen Cem Terzi, “Tabii birden fazla hekim bir hastayı takip ve tedavi ettiğinde mutlaka bir koordinasyon gerekiyor. Hastanın tedavisinin tümör konseylerinde düzenli olarak yorumlanması gerekiyor ki, her hasta için doğru kararlar alınabilsin. Eskiden olduğu gibi bu tedavinin karar vericisi sadece cerrahlar değil. Tedavi süreçleri daha demokratik bir süreçle alınacak. Hastanın tedaviye katılımı, kararın demokratikleşmesi çok önemli. Tümör konseyinde her hekimin eşit söz hakkının olduğu karar, ortak akılla verildiği için daha doğru bir tedavi oluyor. Kolorektal cerrahi konusunda deneyimli cerrahların tedaviye doğrudan olumlu katkısı olduğu araştırmalarda kanıtlandı. Buna benzer biçimde tümör konseyleri de hastanın gidişatını olumlu yönde etkiliyor” dedi.  

“Hastalara Aşırı Umut Verilmemeli”

Cem Terzi, bu tür gelişmelerin kamuoyuna, hastalara aşırı beklenti, umut verilmeden duyurulmasına işaret ederek, sonuçların bilimsel referanslarla, somut verilerle ifade edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca bu tedavide hastanın şartlarının da önemli olduğunu dile getiren cerrah, şöyle konuştu: “Hasta yakınen izlenebilir mi bakmak lazım. 2 ayda bir kontrol, düzenli MR, PET- BT gibi tetkiklerin hep aynı ekip tarafından en az 4 yıl takibi gerekiyor. Ülkenin her yerinde böyle nasıl takip edilir ona bakmak, umut tacirliği yapmadan bu bilgileri doğru aktarmak gerekir. Ama bu olanaklara sahip olan kişiler de var. Türkiye’de SGK kapsamında, üniversite hastanelerinin olduğu illerde, bu tarama ve tetkikler ücretsiz yapılabiliyor. Dolayısıyla bu bir imkan. Üniversite hastanelerinde bu ameliyatsız tedavi protokolleri uygulanabilir. Tedavinin tutarlı, dengeli, hastanın lehine olması gerekiyor. Hekim-hasta arasındaki güven ilişkisi bir kez bozuldu mu, aşıda olduğu gibi hastalar tedavi sürecine dahil olmuyor.” 

Sosyal Ağlarda Paylaş
Ege Ambulans
Has Ajans Sağlık Gazetem 0(232) 464 75 73 info@saglikgazetem.com