Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Türker Karabuğa, obezite cerrahisi sonrası istenilen kiloya ulaşamayan ya da yeniden kilo alan hastalara uygulanan revizyonel gastrik bypass ameliyatının giderek daha fazla tercih edildiğini belirtti. Dr. Karabuğa, bu cerrahi yönteme dair önemli bilgiler paylaştı.
Revizyonel gastrik bypass ameliyatının genellikle daha önce uygulanan tüp mide operasyonundan yeterli sonuç alınamayan hastalar için ikinci bir müdahale olarak tercih edildiğini söyleyen Dr. Karabuğa, “Revizyonel gastrik bypass ameliyatı, hem kilo kontrolünü yeniden sağlamada hem de cerrahi sonrası gelişebilen reflü gibi komplikasyonların giderilmesinde etkili bir yöntemdir. Bazı hastalar tüp mide ameliyatı sonrası başlangıçta kilo verse de zamanla yeniden kilo alabilir veya mide yanması, reflü gibi sorunlarla karşılaşabilir. Bu noktada devreye revizyonel cerrahi girer. Gastrik bypass, hem mide hacmini küçültüp hem de emilimi azaltarak etkili bir çözüm sunar” dedi.
Revizyon cerrahisinin her hasta için uygun olmadığını vurgulayan Dr. Karabuğa, öncelikle detaylı bir değerlendirme sürecinin yürütülmesi gerektiğini ifade ederek, “Hastanın geçirdiği önceki ameliyatın teknik özelliklerinden, kilo geçmişine; yaşam tarzından metabolik hastalıklarına kadar birçok faktör dikkate alınmalıdır. Revizyon ameliyatları, ilk cerrahiye kıyasla teknik olarak daha zordur. Karın içi yapışıklıklar, mide ve bağırsağın değişen anatomisi gibi durumlar operasyonu karmaşık hale getirebilir. Bu nedenle bu tür müdahalelerin, deneyimli cerrahlar tarafından gerçekleştirilmesi büyük önem taşır. Uygun hastada, doğru yöntemle başarı oranı oldukça yüksektir” diye konuştu.
Revizyonel gastrik bypass ameliyatının günümüzde genellikle laparoskopik (kapalı) yöntemle uygulandığını belirten Dr. Karabuğa, bu tekniğin birçok avantaj sağladığını belirtti. Dr. Karabuğa, “Kapalı yöntem sayesinde hastalar daha az ağrı hissediyor, hastanede kalış süresi kısalıyor ve iyileşme süreci de hızlanıyor. Ameliyat sonrası beslenme, sıvı ve püre ağırlıklı bir diyetle başlıyor, zamanla normal beslenme düzenine geçiliyor” dedi.
Dr. Karabuğa, ameliyat sonrası sürecin de en az operasyon kadar önemli olduğunu vurgulayarak, “Hastalarımıza diyetisyen ve psikolog desteği almalarını mutlaka öneriyoruz. Bunun yanı sıra, düzenli olarak vitamin ve mineral takviyeleri kullanmak da büyük önem taşıyor. Bu süreç, bütüncül bir yaklaşım gerektiriyor. Sadece mideyi küçültmüyoruz; hastanın hayatını baştan sona yeniden şekillendiriyoruz” dedi.
Revizyonel gastrik bypass ameliyatının, ilk bariyatrik cerrahiden istenilen faydayı göremeyen veya sağlık sorunları nedeniyle yeniden müdahale gerektiren hastalar için adeta bir “ikinci şans” niteliği taşıdığını belirten Dr. Türker Karabuğa, bu operasyonun dikkatle planlandığında oldukça etkili ve güvenli bir seçenek olduğunun altını çizdi.